Перевод: с турецкого на немецкий

с немецкого на турецкий

hafif karşıtı

См. также в других словарях:

  • hafif — sf., Ar. ḫafīf 1) Tartıda ağırlığı az gelen, yeğni, ağır karşıtı 2) Güç veya yorucu olmayan, kolay Hafif bir iş. 3) Ağırbaşlı olmayan, ciddi olmayan, hoppa Hafif bir kadın. 4) Miktarı az, sindirimi kolay (yiyecek) Onlar da akşam yemeğini pek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sert — sf., Far. serd 1) Çizilmesi, kırılması, buruşması, kesilmesi veya çiğnenmesi güç olan, pek, katı, yumuşak karşıtı Sert tahta. 2) Esnekliği az olan, kolayca eğilip bükülmeyen Tabakanın sert yaylı kapağını tak diye kapatıyor. T. Buğra 3) Kolay… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağır — sf. 1) Tartıda çok çeken, hafif karşıtı Kurşun ağır bir madendir. Taş yerinde ağırdır. 2) Çapı, boyutları büyük Ağır top. Ağır tank. 3) mec. Değeri çok olan, gösterişli Ağır kıyafeti ile muhite uymayan Canan ın yanında, ne kadar rahat ve sadeydi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ince — sf. 1) Kendi cinsinden olanlara göre, dar ve kalınlığı az olan, kalın karşıtı İnce minare. İnce değnek. İnce kitap. 2) Zayıf Sarışın, kuru, ince bir kadındı. Y. K. Beyatlı 3) Taneleri ufak, iri karşıtı İnce un. İnce kum. 4) Aşırı özen gerektiren …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yumuşak — sf., ğı 1) Dokunulduğunda veya üzerine basıldığında çukurlaşan, eski biçimini kaybeden, katı karşıtı Pamuk yumuşaktır. 2) Kolaylıkla bükülen, buruşmayan, sert karşıtı Yaş dallar yumuşak olur. Yumuşak kumaş. 3) Dokunulduğunda hoş bir duygu… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yavaş — sf. 1) Hızlı olmayan, çabuk karşıtı Yavaş bir yürüyüş. 2) Yumuşak huylu, yumuşak başlı Yavaş adam. Yavaş at. 3) Alçak, hafif 4) zf. Alçak, hafif bir biçimde Yavaş tut, içinde kırılacak eşya var... M. Ş. Esendal 5) zf. Hızlı olmayarak Yavaş vurdu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kaba — sf. 1) Özensiz, gelişigüzel yapılmış, zevksiz, sakil, ince karşıtı Cebinden kaba fil dişi saplı bir de çakı çıkardı. Ö. Seyfettin 2) Taneleri iri Kaba çakıl. 3) Terbiyesiz, görgüsü kıt, nezaketsiz (kimse) Kaba, hantal, şivesiz, bir sürü adamlar… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • nemli — sf. 1) Nemi olan, az ıslak, rutubetli, kuru karşıtı Hafif bir rüzgâr dalgası nemli saçlarının arasından geçti. P. Safa 2) mec. Yaşlı (göz) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • öz — 1. is., fel. 1) Bir kimsenin benliği, kendi manevi varlığı, iç, nefis, derun, varoluş karşıtı Özünü bir yerde bırakıp sadece kalıbını gezdirmişti. H. Taner 2) Kendine, kendi kendini anlamlarında birleşik kelimeler türeten bir söz Öz eleştiri, öz… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • pes — 1. ünl., Far. bes Yenilgiyi kabul ettiğini belirtmek için veya birinin şaşkınlık veren davranışlarına karşılık olarak kullanılan bir söz Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller pes demek pes etmek 2. sf., Far. pest Hafif, yavaş sesle söylenen, pest,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»